Ortaya siyah bant ile çizgi çizdik ve bir tarafına koyduğumuz oyuncakları ayağımızı kullanarak çizginin diğer tarafına taşımaya çalıştık hem eğlenceli hem maliyetsiz bir oyun oldu
Karton bardağın üzerine koyduğumuz topu lego ve ip kullanarak oluşturduğunuz engellerden düşürmeden taşımaya çalıştık. Herhangi bir destek almadan engelleri geçersek daha fazla kazanım sağlar.
Miniklerimiz ayaklarıyla topu taşımaya çalışırken vücutlarını dengelemeyi öğrenir. Bu, kaslarını kullanma ve vücutlarını farkındalıkla hareket ettirme becerilerini geliştirir.
Karton bardaklarla dizili bir sistem hazırlıyoruz. Hazırladığımız bu bardakları verilen bir model ile eşitlemeye çalışıyoruz. Verilen modeli en hızlı şekilde aynısını yapan kazanır.
Bir çember etrafına dizilmiş plastik topları elimizdeki balonu yere düşürmeden hedefe bırakmaya çalışacağız. Hızlı ve dikkatli olan oyunu kazanır. Bol kazanımlı bu etkinlikte iyi eğlenceler.
Yeterince büyük olan çemberleri sopa yardımıyla ileriye taşıyoruz. Sonrasında her ileri taşınan çembere zıplayıp hedefteki çembere ulaşmaya çalışıyoruz.
Spor eşliğinde olan bu etkinliğimizde nesneleri hızlı bir şekilde diğer tarafa aktarmaya çalışacağız. Bol kazanımlı olan bu etkinliğimizde iyi eğlenceler dileriz.
Geniş bir bardak ve pinpon topları hazırlayalım. Pinpon topunu bardağın içerisine almak için hızlıca çevirip topu ilerideki hedefe taşımaya çalışalım. Zevkli bir etkinlik, bol eğlenceler.
Kafamızın üzerinde bir tabak ve içerisinde yeterince şişirilmiş balon koyalım. Arkadaş grubuyla oynanan bu etkinliği bir yarışmaya çevirebilirsiniz. Hedefe ilk ulaşan oyunu kazanır.
Balon etkinliğimizde sıralanmış büyükçe halkalar içerisinden balonumuzu ileri doğru taşımaya çalışalım. Tabii bazı kurallar da olacaktır. Balonu yere düşürmeme ve balonu halkanın aşağısına gitmemesini sağlamak.
Taş, kağıt ve makas oyunu sayesinde çemberdeki eşyaları ilk hedefe ulaştıran kazanır. Basit ve bir o kadar da eğlenceli etkinliğimizin detayları için dikkatlice izleyelim.
Eğlenceli bir yarışmaya ne dersiniz. Üstelik yarışmacıları hem elemeniz için hızlı olmanıza gerek yok. Taş, kağıt ve makas oyununu da işin içine katarak yarışma daha da eğlenceli olmasını sağlayabilirsiniz.
Hazırlayacağımız bir sayı tahtası ile miniklerimize matematiksel işlemleri kolay bir şekilde öğretmeyi amaçlıyoruz. Yapımı basit olan bu etkinlik sayesinde matematik becerilerini arttıralım.
Doğanın ilham verici güzelliğini biraz da kendimiz işleyelim. Bulduğumuz taş ve yaprakları değerlendirerek harika görseller ortaya çıkaralım.
Renkli dairelerimizi yönerge kartındaki yerlerine taşıyoruz, eğlenceli bir oyunu oynuyoruz. Görsel algı, dikkat ve el-göz koordinasyonunu destekleyen bir oyun örneği.
Parkta bulduğumuz irili ufaklı taşları değerlendirip bir sanat eseri oluşturmaya ne dersiniz. Basit ama etkileyici bir etkinlik için detayları inceleyelim.
Miniklerimizin motor becerisi ve algılama yetisini bir adım ileriye taşıyalım. Kendisinin hareketleri ile balonların hareketini takip etmesini sağlayalım.
Kağıda farklı farklı yüz ifadeleri çizelim. Kağıt üzerinde çok fazla anlam taşımayan bu ifadelere biraz daha gerçeklik katmak için renkli suyu üzerine damlatalım. Oluşan görüntüyle eğlenelim.
Balonlarımızla bardaklardan kule yapıyoruz, eğlenceli bir oyun oynuyoruz.
Ekip, bir kağıt parçasındaki müziği duyduklarında roket odasında korsanlar gibi oynuyorlardı: sonunda noktayı işaret eden X'i gördüklerinde bu aslında bir hazine haritasıdır.
Oscar yalnızlıktan acı çekiyor. Tavukların birlikte gagaladığını, Trio'nun teneke kutulara taş atarken eğlendiğini görür ve yapayalnızdır. Oyuncak bebek bulur ve macera başlar.
Bir zamanlar tüm şehri tepeden gören bir yerde Mutlu Prens'in heykeli duruyormuş. Bu heykel baştan aşağıya altın kaplıymış. Kılıcının kabzasını kocaman kırmızı bir yakut süslüyormuş. Prensin gözleri ise yemyeşil parlayan iki zümrüt taştan yapılmış. Mutlu Prens heykeli şehrin her yerinden görünüyor ve halka umut ve mutluluk veriyormuş.
Tayfa koşar maceraya dur desen olmaz. İstanbul'dan çıktık yola Urfa'da kalmaz. Trenden indik. Otobüse bindik. Urfa'yı gezdik
Bir vamis, bir yokmus. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ormanlardan bir ormanda bir kurt yasiyormus. Bir zamanlar uludu mu dagi tasi inleten, gölgesini gören hayvanlara bile korku saçan bu kurt, yillar geçtikçe gücünden, kuvvetinden çok sey kaybetmis. Artik eskisi gibi "hoop" deyince av bulamiyormus. Hatta aç kaldigi günler bile oluyormus.
Koca Ayı evinde bir dama oynar. Oynarken bir kitaptan yardım alır ve kitaba göre kazanmanın yolunu arar. Bir süre sonra Maşa ortaya çıkar ve dama taşını alır ve Koca Ayı'nın oyununu bozar. Maşa, Koca Ayı'ya bir türlü rahatlık vermez. Yerinde duramayan maşa etraftaki yemek malzemelerini alıp ve yulaf ezmesi yapar.
Ruby, etrafta eşyalarını karıştırırken eski bir çamurlu ayakkabı bulur. Ve onunla çok futbol oynadığını anımsar. Daha sonra Çako ile Gökkuşağı Kasabası'na doğru giderler. Kasabada bir sorun var. Thunderbell teslimatları hızlı bir şekilde yapmak zorundadır.
Çok eski zamanlarda küçük bir kasabada Gebetto adında ihtiyar bir oyuncakçı yaşarmış. Tahtadan oyuncaklar yapıp satarak hayatını sürdürürmüş. İhtiyar oyuncakçının hayatta üzüldüğü tek şey, bir çocuğunun olmamasıymış.
Bir varmış bir yokmuş. Ormanda yaşayan bencil ve kurnaz bir tilki varmış. Bu tilki hep kurnazlık peşinde olduğu için ormandaki hayvanlar ona hiç güvenmiyormuş. Tilki ise arkadaşsız kalınca ormanın yanındaki bir mağaraya taşınmış ve orada yaşamı. Bir gün mağarasında tek başına yaşayan tilkiye soğuk ülkelerden göç eden bir leylek komşu olmuş.
Bir gün şehirde yaşayan fare uzun zamandır görmediği arkadaşını ziyaret etmeye karar vermiş. Arkadaşı uzun zaman önce şehirden taşınmış ve bir tarlada yaşıyormuş. Şehir faresi uzun bir yolculuk sonunda tarla faresinin olduğu köye gelmiş. Tarla faresi toprağın altında küçük bir evde yaşıyormuş.
Bir zamanlar değirmenci bir adamın bir eşeği varmış. Bu eşek uzun yıllar sahibine yardım etmiş, çuval çuval buğday ve un taşımış. Fakat yıllar geçtikçe yaşlanmış ve eski gücü kalmamış. Artık bu değirmende yapacak işi kalmadığını anlayan eşek bir sabah erkenden sahibini terk etmiş ve düşmüş yola.
Benim şirin otobüsüm, çocuk tekerlemeleri eşliğinde ilerleyen otobüsümüzün başından geçen maceraların dokuzuncusunu izliyoruz. Yeşil renkli otobüsümüz yolcularıyla giderken birden trafik kilitlenir. Trafiğin kilitlenme sebebi ise civciv taşıyan bir aracın civciv kafesinin birden açılması.
Belediye binasının girişine yeni bariyerler ve taş döşenecektir. Eski yapıları da sökmek için Scoop'a güçlü kırıcılar takılması gerekmektedir. Scoop bu haberi duyunca çok sevinir. O esnada Başkan gelerek Bob Usta'ya büyük açılış için hazırlanmalarını söyler.
Leo kasasında kocaman biir arabanın parçalarını taşımaktadır. Kasasındaki parçaları yere bıraktıktan sonra bu parçaların bir itfaiye arabasına ait olduğu ortaya çıkar. Fakat parçaları birleştirirken bir parçanın eksik olduğunu anlar.
Ash ve arkadaşları ilerlerken Eevee adlı pokemon ile karşılaşır. Eevee'nin üzerinde bir etiket bulunmaktadır. Bu etikette evrimini tamamladığı Taş kasabasını göstermektedir. Hızlıca Taş kasabasına giderler. Kasabada bahçe partisi verdiklerini görürler. Bu partide ise birçok pokemonun evrimleşmiş halini gördüklerinde şaşırırlar.
Kahramanlarımız hayalet kente benzeyen bu ıssız yerde ilerliyorlar. Biraz ilerledikten sonra etraftan kendilerine doğru taş geldiğini fark ederler. Taş atanların çocuk olduğunu görünce onlarla konuşmayı tercih ederler. Orada bir lokanta sahibi bu kentteki olan durumu anlatmaya çalışır.
Ash ve arkadaşları ünlü Fuchsia spor salonunu aramaktadırlar. Fakat derin bir ormanın ortasında kaybolmuşlardır. Bir köşede dinlendikten sonra spor salonunu bulmak için yol alırlar. İlerlediklerinde bir büyük ev karşılarına çıkar. Ev içerisinde yenir macera ile karşılaşacaklar.
Çiftçi, traktörü ile çiftliğe lahana taşımaktadır. Traktörden düşen bir lahanayı Shaun alır ve tadına bakınca güzel olmadığını anlayınca arkadaşlarıyla top oynamaya başlar. Bu güzel maceranın devamında neler olmuş izleyelim.